Gazze'de yaşayanları dini, ırkı, mezhebi, hayata bakışı ve başka hiçbir konu sebebi ile ayırmıyorum.
Osmanlı Devleti'nden sonra kendini onun devamı olarak niteleyen, o dönemin hasletlerini sahiplenen, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, hatta Kurtuluş Savaşı devam ederken desteğini esirgemeyen birkaç ulustan biri oldukları için sempatik bulurum onları da...
Lakin isyanımın gerekçesi bu da değil!
Sadece ve sadece insan oldukları için endişeliyim!
Tam 2 milyon hatta fazlası insan bir cenderede, su, elektrik, iletişim olmaksızın, üstelik nüfusun yarısı günlük gıdaya muhtaç iken, İsrail tarafından yapılan bu muhasara, tamamen insanlık suçu değil midir?
Bu nasıl bir korkudur?
Küçücük bir bölgede yaşayan 2 milyon insan, orantısız gücüne rağmen İsrail'i ve onun ağababaları ABD ve İsrail'i bu denli korkutuyor. Adeta akıllarını alıyor.
Eğer akılcı olsalar o uçak gemilerinin, o savaş gemilerinin ve yüzlerce uçağın orada işi ne?
Korku öyle bir haleti ruhuyeye sokmuş ki adeta akılları yitmiş sadece içgüdüleri ile davranmayı seçmişler.
Dün ve bugün ülkemizde bu konuyu protesto eden yürüyüşler ve eylemler yapıldı. İnsanlar tekbir getirerek yürüdüler. Bu haksızlığa dur demeye çabaladılar. Ancak görünen o ki İsrail ve ortakları durmayacak. Buldozerleri, bombaları, tank ve topları, tabii ki uçakları ve milyona yakın askeri ile Gazze işgaline girişecekler.
Buna sadece katliam olarak bakamayız. Bu açıkça soykırım olur. Savaş suçlarının katlanarak arttığı bir sürece evrilir ki uluslararası toplumu ipleyen bir İsrail var mı karşımızda. tabii ki hayır!
Daha Gazze'ye girmeden, masumların kanına girmeye başladılar.
Elektrik kesildi. Hayati cihazlar çalışmadı. Yoğun bakımdaki hastalar, kuvöze girmesi gereken bebekler, zorlu ameliyatları bekleyen insanlar ölüyor. Sadece elektrik olmadığı için ölüyorlar.
Operasyon başlarsa çok daha fazla insan öldürülecek. Abartı olarak görmeyin. Milyon insan dahi öldürebilir bu koalisyon! Üstelik bunu yaparken mazlum, masum dinlemezler. Geçmişte örneklerini çok gördük.
Ülkemiz bu konuda iyi bir sınav veriyor. Yardım yolluyor. Ulaşması için mücadele ediyor. Uluslararası toplumu, BM'yi ve diğer unsurları göreve davet ediyor.
Yani sadece ses çıkarmakla kalmıyor, eyleme de geçiyor.
Peki ne olur?
Seyirci locasından naklen savaş izleyen dünyanın vicdanı kanar da bu katliama müdahale eder mi?
Hiç sanmıyorum.
Allah oradakilere dayanma gücü versin. Bizlere ise sabır.
Kana doymayan, yıllardır kadın, çocuk demeden filistinlileri katleden zihniyet bu kez toplu katliam için hazırlanıyor.
Bir umudum var!
Böyle zamanlar, dünya sahnesine önemli liderler kazandırır.
Bu kez de öyle olmasını umuyorum.
İyiliğin kazanmasını, kötünün kökünün kazınmasını hasretle bekliyorum.
Umarım düşündüğüm gibi olur.
Kalın sağlıcakla...