Ülkemizi 15 Temmuz 2016 tarihinde derin acılara gark eden ve 251 vatan evladını acımasızca yaşamdan koparan FETÖ isimli hain terör örgütünün yaptıkları bu ülke var oldukça asla unutulmayacaktır.
Tabii ki bu hain yapılanmanın kendisi kadar, içeride onlarla iş birliği yapan, menfaatleri ve küçük çıkarları uğruna devleti, milleti ile tüm Türkiye’nin istikbalini tehlikeye atmaktan asla çekinmeyenler de lanetlenenler arasında anılacaktır.
Akbaş Holding ve ailesi hakkında günlerdir yazıyorum. Şu ana kadar tarafıma bir cevap gönderilmedi. Aracılar, siyasetçiler, kamu görevlileri aradı, sordu. Ama onlar da yazıların devam etmemesi adına “ricacı” olmaktan öteye gitmedikleri gibi, “konu FETÖ örgütü ile iltisak var mı? araştırmasıdır. Farkında mısınız bilmem ama muhataplar buna yok demedi, cevap veremedi, sizleri yolladı. Bir nevi yardım ve yataklık yapmaktasınız. Yok öyle değil, ailece bu hain yapıya asla yakın olmamışlarsa cevapları yollamadılar. Yollasınlar ikna olursak tabii ki özür de dileriz” sözlerimiz karşısında sus pus olup çekildiler.
Ne oldu? Erhan Akbaş ve Gürhan Akbaş konuşmayıp, sessizliğe gömülürken, Bilge Anne ve Serhan Akbaş ise bu sessizliğe sessiz kalarak onayladılar.
Yine Bursa’daydım!
Tabii ki durmak bize yakışmaz. Her gün yeni bir konu ile yazmaya, başta Bursa halkı olmak üzere ülkeye, doğru bildiklerimizi anlatmak zorundayız.
Dün Bursa’daydım. Yine Akbaş ailesinin hizmetinde olan, onların ilişkilerine, trafiklerine vakıf yeni bir kaynağım ile temas ettim. Aldığım bilgiler doğrultusunda farklı bir pencere açma fırsatı yakaladım. Tabii ki belgesi, şahidi ile o konuları da buraya taşıyacağım. Günü gelince…
Sorularımız çok basitti ama “Çıt” çıkmadı!
Gönlüferah Oteli sormuştum. FETÖ iltisaklı vakıflar neden bu oteli tercih ettiler diye sorgulamıştım. “Bunlardan para almamaktaki gayeniz neydi? Buradaki kişiler sizlere devletin önemli kapılarını sonuna kadar açan kişiler miydi?” diye de eklemiştim.
Sayın İlkay Akbaş’ın garanti olsun diye bir vakıfa fatura kestirdiğini, halen bu ödemeyi tahsil etmedikleri gibi tahsili mümkün olmayan alacaklar kalemine de alınmamasının sebeplerini halen açıklamadılar.
Ancak, şirket çalışanları Facebook’taki paylaşımın altına yaptıkları güzellemeler ile Akbaş ailesinin ne kadar hayırsever olduğunu yazmışlar. Kendilerinden “Çıt” çıkmıyor. Çalışanlarının Facebook üzerinden savunmalarından medet umuyorlar.
Hoca sohbetleri neden 15 Temmuz’da bitti!
Sayın Akbaşlar, her hafta şirket yöneticileri ile Mustafa Hoca sohbetlerinde buluşuyordunuz. Herkesin gönüldenmiş gibi yaptığı bu sohbetler 15 Temmuz ile neden tarih oldu?
Bilge Anne… Nilüfer Köyünde, arkadaşları ile ortak aldığı ya da kiraladığı villada Şevket Hoca ile her Salı ve Perşembe sohbetlerinizi neden 15 Temmuz sonrasında hemen sonlandırdınız?
Üstelik o evi de sessiz sedasız neden elden çıkardınız?
İnsan merak ediyor. Soruyor. Yine “Çıt” yok!
Toplantılara katılanların eşleri FETÖ’den soruşturuldu!
Toplantılara katılan ve FETÖ üyeliği sebebi ile ya hapis yattığı ya gözaltına alındığı bilinen Hilmi G., Ramazan B,, Emin A, Hilmi A, Mustafa T’nin eşlerinin de iştirak ettiği o toplantılarda hangi konular gündeme gelmişti? İnsan merak ediyor. Soruyor. Halen “Çıt” yok.
Ailenin Bilge annesi, 15 Temmuz sonrası Ankara’ya hatta Külliyeye kadar gidiyor. Orada kiminle konuşuyor. Ne anlatıyor bilmiyoruz. Soruyoruz. Cevap verilmiyor. Herkes sus pus. Yine “Çıt” yok.
Gönlüferah City Oteli’nde yaşanan o gizemli süreci dile getiren, gayet net ifadelerle kaleme alan Bursa Hayat Gazetesi, ne oldu da bizim yazılarımızdan sonra birdenbire, hiç açıklama yapmadan o yazıyı çekiyor. Soruyoruz. Onlardan da “Çıt” yok.
Bursa için üzülüyorum.
Osmanlı’nın ilk Payitahtı, Osman Bey’in Kızılelma’sı, Cennet Yeşili adına kazınmış, Uludağ’ı ve doğası ile harika bir kent olan güzel Bursa’nın güzel insanları bizleri arıyor. “Bu konular herkesin dilinde ama kentin basını da yazamıyordu. Sizden okuduk, mutlu olduk” diyor.
Kentin önde gelenleri, sanayicileri, siyasileri, iş insanları yazı linklerimizi birbirine gönderiyor. Bizlere de bilgi yağdırıyor. Kaynaklarımızın sayısı gün giderek artıyor. Ancak Akbaşlardan hala “Çıt” yok.
Aslında bunca yazı hiç kaleme alınmayabilirdi. Sorularımızı yolladığımızda bize direkt olarak cevap verilse, belgeleri ve kanıtları ile biz buyuz, asla FETÖ yanlısı olmadık denilseydi belki de bunları yazmıyor olurduk.
Lakin suskun kalmak karakterimizde yok. Sorumlu vatandaş susmaz. Tepkisini gösterir. Ta ki gerçekler ortaya çıkana kadar…
Bakalım bundan sonra bir cevap gelecek mi?
Bekleyip göreceğiz.
Lakin sessizce değil. Çok “Çıt” çıkaracağız.
Bundan böyle tarafımıza utanmadan sıkılmadan tekliflerle gelenleri de ifşa edeceğiz. Kim olduğuna bakmadan kamuoyuna açıklayacağız.
Kimse sanmasın ki unutulacak. Bu ülkenin sade vatandaşından, Reis-i Cumhur’una kadar herkes bu konuda hassas çok şükür. O güne kadar durmadan, yorulmadan yola devam edeceğiz.
Desteğin ve ilgin için teşekkürler Bursa!
Kalın sağlıcakla…