Bursa’nın Akbaş ailesi hakkında günlerdir yazıyorum.
Arka arkaya yazdığım 5 yazı sırası ve sonrasında aileden görüşme talepleri, aracılar ve ricacılar tarafından hiç boş bırakılmadım.
Tabii ki ben hiçbiri ile görüşmedim ve görüşmeyeceğim.
Bağlı bulunduğum medya şirketini sürekli arayan, hatırlı kişileri araya sokan Akbaş Ailesi, nedense sorularıma yanıt vermekten ısrarla kaçındı. Neden bilmiyorum ama cevap vermesi gereken kişiler hep gri alanda kaldı.
Aslında sorularım gayet net!
Cevapları “evet” ya da “hayır” diye verilebilecek kadar basit iken bu sessizliği gerçekten anlamak ve anlamlandırmak çok zor…
Gönlüferah Oteli sormuştum. FETÖ iltisaklı vakıflar neden bu oteli tercih ettiler diye sorgulamıştım. “Bunlardan para almamaktaki gayeniz neydi? Buradaki kişiler sizlere devletin önemli kapılarını sonuna kadar açan kişiler miydi?” diye de eklemiştim.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve o dönemin Otel Yöneticisi Sayın İlkay Akbaş’ın garanti olsun diye bir vakıfa fatura kestirdiğini, halen bu ödemeyi tahsil etmedikleri gibi tahsili mümkün olmayan alacaklar kalemine de alınmamasının sebeplerini halen açıklamadılar.
Gerçekten bir vakfa fatura kestirmek nedendir?
Aslında ücret almadığınız bir organizasyonu destekler görünmek size zarar verecek diye mi korktunuz? O toplantılara gelenlerin nerede ise tamamının FETÖ soruşturması geçirmesi bu önlemin ne kadar haklı olduğunu da ortaya çıkardı.
BİLGE AKBAŞ’ın toplantılarında FETÖ var mıydı?
Mesela ailenin annesi Bilge Akbaş…
Bilge Hanım Hasbahçe Derneği’nin üst yöneticisi ve ailenin de toplantılarının organizatörü olarak öne çıkıyor. Karanlıkta kalan yönleri de var. Kısaca onlara da değineceğim.
Bilge Akbaş aslında Bursa sosyetesinin iyi tanıdığı isimlerden biri ve özellikle hayır işlerinde hep önde görüntü veriyor. Ancak 15 Temmuz öncesinde Nilüfer Köyü’nde villada yaptığı dini sohbet içerikli toplantılar da herkesin dilindeydi. O meşum darbe girişi sonrası bıçak gibi kesilen toplantılarda neler konuşulduğunu bilemesek de katılımcı kadınların eşlerinin bazılarının FETÖ iltisakı sebebiyle soruşturulduğu, tutuklandığı hatta hapse girdiği de sır değil…
Bilge Akbaş, bu hususlarda kamuoyuna bir açıklama borçludur.
15 Temmuz sonrasında Ankara’ya kadar gidip, önemli bir ismi ziyaret ederek, ailesi hakkındaki iddiaların hukuki soruşturmaya dönüşmemesi için ricacı olup olmadığı konusunda cevap vermelidir. Kendisini aramak yerine oğulları Gürhan ve Erhan Akbaş kanalı ile sorularımı yöneltsem de halen bir cevap alamadığımı belirteyim.
Ancak bunlar önemli ayrıntılardır ve cevaba muhtaç beklemektedir.
Bazı okurlarım soruyor. “Neden bu aileyi hedefe aldın? Amacın nedir?”
Net cevap vereyim. İşim gazetecilik ve gereğini yapıyorum.
Başka bir gayem yok.
Fakat beklediğim bir belge ve iddia var. Elime ulaştığı ve doğruluğunu da saptadıktan sonra artık başka boyuta geçeceğimden de şüpheniz olmasın.
Özellikle Bilge Akbaş başta, aileye sorduğum tüm soruların tanıkları ile farklı ve ses getiren bir habere imza atacağız.
Kamuoyunun ve bizlerin merak ettiği tüm soruların cevaplarını orada bulacaksınız.
O zaman kadar az sabır…
Kalın sağlıcakla…
Bir de mali yönden esaslı bir incelemeler olsa varya, neler neler. Yanlış hatırlamıyorsam bir dönem Metin Sevinç diye bir yeminlileri vardı. Onun raporları gözardı edilmeli.