Ülkemiz deprem acısını yaşarken, devletin bazı konularda eksik kaldığı, her yere yetişemediği iddiaları üzerine düşününce, aslında 15 Temmuz sonrasında yaşanan devlet depreminin enkazının henüz kalkmadığını da fark ettim.
Öyle bir darbe vurdular ki devleti sarstılar desek yeridir. Tabii ki devletimiz büyüktür. Güçlüdür ve milletinin yaralarını saracaktır. Ancak, geçmişinde kendisine darbe vuran her kim olursa olsun onunla da hesaplaşmalıdır. Bu hesaba herkes vatandaş olarak katkı sunmalıdır.
Hesap deyince bir dosya açarak bu konuda bir adım da ben atayım dedim.
Bu yazının konusu Akbaş Ailesi.
Bursa’nın köklü ve varlıklı ailesini şöyle bir tanıyalım.
Bursa merkezli Akbaşlar Holding, 1962 yılında Erol Akbaş Tekstil olarak başlayan ticaret hayatında günümüzün dev firmalarından biri olarak öne çıkıyor.
Ülkemizin ilk 500 firması listesinde 350. Sırada yer alan dev kuruluş, Tekstil, Enerji, Turizm, Gıda ve Savunma Sanayi sektörlerinde hayli iddialı ve yüksek cirolu işlere imza atıyor.
Tekstilde oldukça hâkim bir firma AKBAŞLAR…
İplik, Dokuma, Örme, Boya ve Baskı, Konfeksiyon, Mağazacılık alanlarında faaliyet gösteriyorlar.
Enerjide de uzmanlaşmışlar. Tüm şirketlerinin enerji ihtiyacını kendilerine ait kojenerasyon tesisi ile karşıladığı gibi enerji fazlasını da devlete satıyorlar. Tabii ki bunun için enerji tesislerine de sahip olmuşlar. Karabük Safranbolu’da Eren Regülatörü ve HES Projesi, Bergama’da Rüzgâr Enerji Santrali sahibi firma, güneş enerjisi ve jeotermal enerji alanında da yatırımlar planlıyor.
BİR ZAMANLARIN FETÖ BULUŞMA MEKANI!
Buraya dikkat! Meşhur otelleri var. O kadar meşhur ki tüm Bursa bilir.
Turizm’de oldukça önemli tesislerin sahibi… Gönlüferah 1890, Gönlüferah City, ZOE SPA ve Termal Tesisleri ile yine ZOE Fitness ile hizmet veriyor.
Firmanın Akbaş ailesine ait olduğunu tüm Bursa biliyor. Baba Erol Akbaş’ın yanı sıra, Hacı Anne Bilge Akbaş ile evlatları Gürhan, Erhan ve Serhan Akbaş holdingin hâkimleri olarak görünüyor.
Şimdi neden bu aileyi bu kadar anlattığımı merak ettiğinizi duyar gibiyim. Konuya gelelim efendim.
Malumunuz bunca mal mülk şirket vs. olunca çevreniz de geniş oluyor. Lakin o çevrede istenmeyen ilişkiler de gelişebiliyor.
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığımız FETÖ darbesi sonrasında, birçok Bursalı aile bu örgüt ile iletişimde olduğu için, nerede ise tarihten silinecek zarara uğradılar. Tabii ki buna diyecek lafımız yok. Ancak, o hain örgütün geçmişte buluşma mekânı olarak kullandığı Gönlüferah Otelin sahibi olan Akbaş ailesi nasılsa hiçbir soruşturmaya uğramadı.
Yanlış okumadınız.
Gönlüferah Otelde ve yine Akbaşların kirasını ödediği Nilüfer Köyü’ndeki villada haftalık rutin toplantılarını yaparken, o mekanlara gelen nerede ise herkes FETÖ üyesi olmaktan sürünürken, Akbaşların bu konuya asla dahil edilmemesi tüm Bursa’nın diline düşmüş ki bize kadar geldi.
Biraz araştırdım. Toplantı evinin bulunduğu köyü ve o evi incelettim. Muhabirlerimiz fotoğraflarken köylüler ile de konuşmayı ihmal etmediler. Orada toplanıldığı kesin. Lakin tabii ki vaazı veren, sohbeti idare eden ve benzeri blgiler henüz yok. Bende bir isim var ama ekmek fırından çıkmadan yazmak doğru değil diyerek şimdilik zikretmeyeceğim.
Tabii ki kişilerin beyanları kendilerini bağlar. İşimiz gazetecilik. Bursa Nilüfer Köyü’nün Bademli tarafındaki o villayı bulduk. Villanın kirasının yıllarca Akbaş ailesi tarafından ödendiği ddia ediliyor. Bölge sakinleri de o villanın Akbaş ailesine ait olduğunu, misafir ağırlamak için kullandıklarını, geçmişte her hafta toplandıklarını ama şimdilerde ayaklarının kesildiğini söylüyorlar. Ne zamandan bu yana toplantılar, misafir ağırlamalar bitmiş dersiniz? Tabii ki Temmuz 2016… O tarihten bu yana pek faaliyet yokmuş.
Canım ne olacak. Aile turizm işinde, birçok yatırımı gibi otelleri de var. Villası olamaz mı? Bu onları FETÖ’cu yapmaz diyebilirsiniz. Tabii ki yapmayabilir. Ancak o toplantıların tam da 15 Temmuz sonrası kesilmesi sizce de manidar değil mi? Bu detay ciddi derecede rahatsız edici geliyor bana da...
Bir illiyet oluşturmak için yazmıyorum. Ancak, Bursa Hayat Gazetesi'nin altta linkini koyduğumhaberindeki iddialardan yola çıkarak yaptığım araştırmalardan ben de bu konu araştırlmalı, aile suçsuz ise sorun yok lakin varsa bir bağ ortaya konulmalı diyorum.
BURSA HAYAT GAZETESİ - FÖTÖ'NÜN KARANLIK ÜSSÜ
Haber 2020 yılında yapılmış. O tarihten bu yana yayında. Hayret ettiğim konu ise bu haber hakkında bir soruşturma olmaması! Eğer soruşturma olsa ve Akbaş ailesi aklansa bu haber orada kalamazdı. Tekzip etmedikleri de belli ki insan bu kabulleniş nedendir diye sormaktan kendini alamıyor.
Bu yazımı okuyan Cumhuriyet Savcılarımız tabii ki harekete geçecek ve bu iddiaları araştıracaktır. Bana da sorulursa elimdeki bilgileri seve seve vereceğim. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti yargısı bu konuda gereken net tavrı ortaya koyacaktır.Yine de ben ailenin bu konudaki sözlerini önemsiyorum.
“Gazeteciliğin temel ilkeleri gereği şu soruların cevaplarını bekliyorum.” diyerek aileye hem anlattığım konuda hem burada yer vermediğim konularda soruları yönelttim. Ne yazık ki AKBAŞ ailesinin ferdi ve holdingin yöneticisi Sayın Erhan Akbaş sorularıma cevap vermek yerine "Holding Hukuk Departmanı konu ile savcılık nezdinde ilgileniyor" gibi anlamsız, hatta beni yargı sopası ile tehdit ettiğini düşündüğüm bir yanıt verdi.
Madem ki daha soru sorarken savcılık ile tehdit ediliyorum. O zaman bu konuda bana düşenleri buradan yazarak, Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak sorumlu bir vatandaş olduğumu da ayrıca göstermeliyim. Sorumlu gazetecilik gereği yolladığım sorulara verilen o cevap beni böyle davranmaya itmiştir. Okurlarımız kusura bakmasın.
Elimdeki bilgi ve belgeler doğrultusunda hazırlığımı sürdürüyorum. Onları da sonraki yazılarımda ve alphaber.com.tr haberlerinde bulabilirsiniz.
Son olarak… Ülkenin savunma sanayisine üretim yapan, tekstilde çok ünlü uluslararası markalara, stratejik enerji yatırımlarına hâkim bu firmaya, küçük bir şüphe bile varsa bu soruları yöneltmek, gazetecilik kadar vatandaşlık görevidir. Amacımız bir aileyi karalamak değil, tersine ülkemize verilen yaralara engel olmak, gerektiğinde de vatandaşlar ve şehitler adına hesap sormaktır. Eğer AKBAŞ Ailesi bu konulardan aklanırsa çıkıp sütte leke var, onlarda yok. Hata yapmışız demek de bize düşer.
Kendini Mehdi sanan meczupların, doğaüstü güçlere sahip olduğuna inananların, papaz büyüsü peşinde koşanların, ailesinden para çalanların ve benzeri her türlü rezaletin olduğu şu dünyada, deprem felaketi ile hepimiz kendimize geldik. Neticede 3 günlük dünya için şekilden şekile girmeye gerek yok sevgili okurlarım.
Gazetecilik yürek ister. Bildiğini anlatmak ve bilgiyi yaymak ise biraz daha fazlasını...
Merak etmeyin o bende fazlası ile var.
Çok ilginç gelişmeler ve haberler ile buluşmak dileğiyle...
Amacımız doğru gazeteciliktir.
Kalın sağlıcakla…