Sevgili okurlarım,
Son haftalarda AlpHaber.com.tr çatısı altında sizlere vermeye çalıştığım bilgilere, ülkenin malum durumu, siyasetin son dönemdeki gerginlikleri ve bunlara bağlı olarak bizlerin yaşadığı haber maratonunun etkileri sebebiyle kısa bir ara vermek zorunda kaldım.
Bu süreçte tabii ki bilgiler toplamaya ve yazılarımıza kaynak olacak isimler ile temas etmeye de devam ettim.
Kısa da olsa bu ara için kusura bakmayınız.
Şimdi şöyle bir toparlayacak olursak, son yazımda AKBAŞ Holding'in tepesindeki isim Sayın Erhan Akbaş'a bazı konularda eleştiri ve kaynaklarımdan aldığım bilgiler eşliğinde yazarak "Çıt" çıkmadığından bahsetmiştim.
Öyle ki daha mali konulara tam olarak girmediğim için bunlar buzdağının görünen yüzü olarak öne çıkıyor. Ancak araştırdıkça tabii ki yeni bilgiler de geliyor.
Aslında şu sorunun cevabını çok araştırdım.
15 Temmuz 2016 günü Sayın Erhan Akbaş neredeydi? Ne yapıyordu?
Kaynaklarım kanalı ile bu sorunun cevabına da ulaştım.
O gün Sayın Akbaş Bodrum'da teknesindeymiş. Black Swan yani Siyah Kuğu isimli yatı ile denizdeymiş!
İşin ilginç yanı o gün ağabeyi Gürhan Akbaş şeker hastalığına bağlı sendromlar nedeni ile hastaneye gitmiş. Baba Rahmetli Erol Akbaş sık sık aramış bilgi almış. Hatta küçük kardeşleri Serhan bey de abisini yalnız bırakmamış. Hep yanında olmuş.
Tekne ile Bodrum'da, M ülkesinin çok yakınında!
Ülkemizi kana bulayan hain teröristlerin insanlarımızı katlettiği o gece, tüm aile Bursa'dayken, Erhan bey yatı ile açık denizdeymiş.
Tesadüftür!
Öküz altında buzağı aramayalım lütfen!
Ancak insan yine de merak ediyor.
Dinlenmek her insanın hakkı ama gerçekten bu kadar tesadüf insana "Nasıl yani" diye sordurtuyor.
Unutmadan ekleyeyim. Sayın Erhan Akbaş ve eşi bir ada ülkesinden de vatandaşlık almışlar. Tam da o günlerde... M ile başladığı iddia edilen bu ada ülkesi de Bodrum'a bir depo mesafede görünüyor. Yani bir sıkıntı halinde hızlıca gidilebilecek güvenli bir liman değil mi?
Kaçacaktı demiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Lakin insan bunu da düşünmeden edemiyor.
***
Aslında yazımız bu noktaya nasıl geldi?
Ben Erhan Akbaş'a bir sorular dizisi attım. Sayın Akbaş o sorulara yanıt vermeyerek anlamsız bir suskunluk içine girdi. Bugüne geldik.
Soruların temel kaynağı Bursa Hayat Gazetesi'nin "FETÖ'NÜN KARANLIK ÜSSÜ" başlıklı GÖNLÜFERAH OTEL'i anlatan haberi idi.
Nasıl oldu ise 2020 yılında yayımlanan Ali Kamur imzalı o haber, ben köşe yazımda bahsettikten sonra bir anda yayından kaldırıldı. Gazetecilik adına çok ayıp diyeceğim bu hususu Bursalı gazeteciler görmediler mi bilmiyorum. Ancak mutlaka ki bunu da bir gün soracaklardır.
Merak edenler için haberin pdf linkini de buraya bırakıyorum. Resime tıklayarak dosyayı indirip haberin tamamını okuyabilirsiniz.
Gelelim diğer sorularıma...
Bazılarını tekrar sorduğumun farkındayım. Ancak bir cevap gelene kadar sürekli sormak ve gerektiği gibi araştırmak da vazifemdir.
Devlet içine sızmış ve “Paralel Devlet Yapılanması” adı ile matuf bu örgütün, neden sizin tasarrufunuzdaki bir villada toplandığı konusunda mantıklı bir yanıtınız var mıdır?
Üretimini yaptığınız uluslararası markaların ürünlerini lisanssız olarak doğu Avrupa ve Orta Asya pazarına el altından yolladığınız iddiaları var. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?
Geçmişte KAGANAT isminde bir Dış Ticaret ve Danışmanlık şirketiniz oldu mu? Bu şirket hakkında yasal takibe uğradınız mı? Hakkınızda bu konularda yapılması olası işlemlere, sonrasında FETÖ yapılanması içerisinde görev aldıkları belirlenen ve mesleklerinden ihraç edilen devlet görevlilerinin engel olduğu iddialarına ne diyeceksiniz?
Kuruluşunuz geçmişte yurt dışında bulunan (Bulgaristan ve Kazakistan) firmaları sebebi ile “Hayali İhracat” ve “Naylon Fatura Tedarikçisi” soruşturmalarından geçirildi mi? Hakkınızda bu soruşturmalar varken, dosyaların bir bir kapandığı iddia ediliyor. Soruşturmaya alınmamanızın ve açılan soruşturmaların da jet hızı ile kapanmasının sebebi tamamen doğal gerekçelere mi dayanıyor? Yoksa bir FETÖ şemsiyesi olduğu iddiaları doğru mu?
Ailenin annesi Bilge hanımın, Türkan Z. İsimli önemli bir kişiyi ikna ederek Ankara’da devletin üst mercilerine meramını anlatmak ve FETÖ iddialarından ailenizi uzaklaştırmak için gittiği doğru mudur?
Akbaşlar konulu yazı dizisini hazırlarken ulaştığım bir iddia da yurt dışı para transferleri oldu. Ailenizin bilgisi dahilinde/dışında yurt dışında bazı ülkelere para transferi yapılıyor mu? (Şahıslar adına) Yapılıyorsa bunlar şirketlerin bilgisi dahilinde mi yapılmaktadır?
Bu haftadan sonra AKBAŞLAR ile ilgili daha fazla bilgi ve belge için Bursa'da olacağım. Birkaç günümü geçireceğim güzel Bursa'da bu konuda bilgi ve belge sunmak isteyen kaynaklarımla görüşmelerim olacak. Haftaya daha da dolu bilgilerle karşınızda olmak dileğiyle...
Kalın sağlıcakla...